Dillerinde kodlaya kodlaya kazanacağız sloganları, ellerinde 32 inç monitörler, yürüyor kod işçileri. Her yanı açıklarla dolu bu simüle edilmiş dünyada, yapay zekanın zulmüne karşı direniyor kod işçileri… Meclis önüne yığdıkları bilgisayar kasalarını ateşe verip, etrafında durdukları halayda, “Her yer Python, her yer C++!” sloganları ile yeri göğü inletiyor kod işçileri. Atatürk Bulvarı’ndan İngilizce öğretmenleri ve mütercimler destek için korteje doğru yürürken, kaldırımdan onları alkışlayan muhasebecilere ve ofislerinin camlarına çıkıp ıslıklar çalan avukatlara el sallıyorlar. Dördüncü nesil kahvecide yaptıkları üretimlerine birkaç dakika ara veren içerik üretiminin son temsilcileri bu tarihi anı fotoğraflıyorlar. Tüm otomobiller yapay zekayla otonom çalışmasına rağmen işlerini yine de kaybetmeyen taksiciler odasının kornalı protestosu ise yapay zeka protestocularının yuhalaması ve ıslıklarıyla karşılık buluyor.
Yapay zekanın vadettiği gelecek bize bu sahneleri hazırlamakla mı meşgul? Yoksa bir çoğumuz tıpkı 1920’lerde traktörün icadı ile daha az hırpalanacağını anlayan gariban atlar ve katırlar gibi başta sevinip sonrasında bir kenara atılacağımız günü mü beklemeliyiz?
Bu sorunun net bir cevabı var mı henüz kimse emin değil fakat birçok meslek grubunun nasıl yok olabileceğine ilişkin cevap, traktör icat olduktan sonra çiftliklerde kullanılan at ve katır sayısındaki değişim verisinde yatıyor olabilir. 1920’de Amerika Birleşik Devletleri’nde çiftliklerde kullanılan at ve katır sayısı neredeyse 30 milyona ulaşmış, toprağı daha verimli işleyebilen rakipleri “traktörler” sahneye çıkınca sayıları 1960 yılına kadar %90 azalarak 3 milyona düşmüştü [1]. Traktör, çiftçilerin geniş arazileri daha hızlı ve daha az el emeği ile işlemesine olanak sağlayıp, tarımda verimliliği ve üretkenliği arttırıp insanlığa yapılmış en büyük katkılardan birisini yaptı.
Benzer şekilde, yapay zeka sistemlerinin birçok durumda görevleri insandan daha hızlı ve daha az hatayla gerçekleştirmesi ve üretim, lojistik ve müşteri hizmetleri gibi çeşitli sektörlerde verimliliğin artmasını sağlaması bekleniyor. Bu yüzden, 20. yüzyılın ilk yarısında traktörler ile çiftlik hayvanları sayısındaki değişim trendinin bir benzeri, 21. yüzyılın ikinci yarısı gelmeden yapay zeka ve insanoğlu arasında yaşanabilir.
Traktör ve çiftlik hayvanı değişimin benzerinin insanla bilgisayar arasında olabileceğine dair yaklaşım ilk kez Nobel Ekonomi Ödüllü Wassily Leontief tarafından “The Long-Term Impact of Technology on Employment and Unemployment (Teknolojinin İstihdam ve İşsizlik Üzerindeki Uzun Vadeli Etkisi)” adlı eserinde 1983 yılında ortaya atıldı [2]. Leontief bu konu ile ilgili şunları söylüyordu:
“Artık belirli talimatları takip ederek görevini yerine getiren her işçi, teknik olarak bir makina tarafından değiştirilebilir. Bu, üretimin en etkili faktörü olan insanın üretimdeki rolünün, tıpkı traktörlerin tanıtılmasıyla tarımsal üretimde atların rolünün önce azalıp sonra da ortadan kalkacağı gibi yok olması anlamına gelir. Herhangi bir endüstride işini kaybeden işçinin, yeniden eğitimden sonra başka bir endüstride iş bulabileceğine dair teorik önerme, işlerini kaybeden atların ulaşımda ve tarımda başka bir ekonomik avantaj için kullanılabilecekleri iddiası kadar geçersizdir.
Bazı durumlarda makina ile işçinin değiştirilmesi işçiye verilen reel ücretin düşürülmesi ile ertelenebilir. Bu durum tıpkı atların traktörlerle değiştirilmesiyle birlikte atların tükettiği yulaf miktarının azalmasıyla geçiş sürecinin yavaşlaması gibi süreci bir miktar yavaşlatabilir. Traktör ve diğer üretim araçlarının iyileştirmelerinin sınırsız olarak devam etmesi beklenirken, yem ve ücretlerin azalmasının belirli sınırları vardır.”
Hangi iş alanlarını bu aşırı teknolojik gelişmelerin etkileyeceğini tam olarak tahmin etmenin ne kadar zor olduğunu, The New Division of Labor : How Computers Are Creating the Next Job Market [Yeni İş Bölümü: Bilgisayarlar Yeni İş Piyasasını Nasıl Yaratıyor?] kitabının iş alanlarından hangisinin bilgisayarların gelişmesinden en az etkileneceklerini 15 sene önce pek de iyi tahmin edememesinden anlayabiliriz. Kitapta Frank Levy ve Richard Murnane kamyon şoförlüğü ve hasta teşhisi gibi fiziksel hareket ve optik tanıma gereken mesleklerin bilgisayarlarla değiştirilmesi en zor meslekler olduğu belirtiyor [3]. Fakat geçtiğimiz beş yılda, otonom kamyonların geliştirilmesi için yapılan çalışmaların boyutu ve hasta teşhisi için çıkan robotların varlığı bir sonraki 15 senede bu mesleklerde bile insan ihtiyacının yapay zeka ile birlikte azalacağı ihtimalini taşıyor.
Son zamanlarda yapılan akademik çalışmalara bakarsak, yapay zekanın etkileyeceği en olası meslek gruplarının şunlar olmasını bekleyebiliriz: yazılım mühendisleri ve programlayıcıları, data analistleri, medya işleri (reklam, içerik üretme, teknik yazım), avukatlar, market ve finans analistleri, öğretmenler, grafik tasarımcıları muhasebeciler ve müşteri temsilcileri [4,5]. Bu mesleklerin dışında teknolojinin her kademesinde muhtemel bir eksponansiyel gelişimle çok daha fazla meslek grubunun da bu listeye eklenmesi olası. Aynı zamanda her büyük teknolojik gelişmeden sonra yaşandığı gibi büyük kültürel ve sosyal etkiler ve politika değişikliklerine şahitlik etmemiz de kaçınılmaz.
İnsanların ekonomik etkinliğini otonom araçlarla, süper bilgisayarlarla, kasiyer olmadan yapılabilen alışverişlerle değiştirmeye başlayan bu havalı teknoloji bundan çok daha fazlasını gerçekleştirebilme potansiyeline sahip. Yapay zekanın tıpkı traktör gibi insanlığa büyük katkılar yapacağı kesin ve bir dolu güzellemeyi hak ediyor. Fakat küçük ya da büyük belli bir kesimi etkileyecek olası bir yıkımın ayak seslerini şu anda sıklıkla duyduğumuz güzellemelerin ekosunda duymuyor olabiliriz.
Günümüzde çok duyulan argüman, bu teknolojinin birçok yeni iş alanı yaratma potansiyeli ve var olan bazı iş alanlarına da talebi artıracak olması üzerine kuruluyor. Bu durum tıpkı traktörlerin pazara çıkmasıyla gelişen adaptasyon sürecine benziyor. Traktör teknolojisi tarım alanlarına girdikten sonra, makina teknolojilerini öğrenen, makina bakımı konusunda eğitim alan işçilere ve yeni beceriler edinen çiftçilere duyulan ihtiyacın artması gibi yapay zekanın da varlığı ile yeni iş kolları yaratacağı bir gerçek. Aynı zamanda otomasyon riski altında olan çalışanların yeniden eğitilmesi ve becerilerinin geliştirilmesi şirketlerin gelecekteki önceliklerinden biri olacaktır. Yapay zekayla değiştirilme riskini azaltmak için bu teknolojiyi nasıl kullanacağını öğrenmek zorunda hisseden insanların çoğalması da kaçınılmaz.
Ancak birçok yeni büyük teknolojik gelişmenin aksine bu sefer yaratılan iş sayısının kaybedilenden az olma ihtimali yakın gelecekte Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yaptığı çalışmaya göre pek mümkün gözükmüyor. WEF 14 milyon iş kaybının 2027 yılına kadar yapay zeka yüzünden gerçekleşeceğini öngörüyor [6]. Aynı kurum global ekonomiye yapay zekanın katkısının 2030 yılına kadar 16 trilyon dolar olmasını beklerken, McKinsey yaptığı bir araştırmada yapay zeka ile kurumsal karların yılda 4.4 trilyon dolar artırabileceğini öngörüyor [7].
Bir yandan global ekonomide her şeyin bu kadar toz pembe olması beklenirken, diğer yandan olası iş kayıpları ve artması beklenen kurumsal firma karları düşünüldüğünde yapay zeka sayesinde yaratılan “katkı”nın nereye nasıl dağıtılacağının cevabını bulmak zor olmayabilir. İş gücünü birçok alanda hızlıca etkileme potansiyeline sahip bu teknolojinin orta sınıf birçok işi ortadan kaldırıp, bazı işleri de vasıfsızlaştırarak işçilerin hizmet sektöründeki daha düşük işlere kaymasına neden olması akla oldukça yatkın bir senaryo. Daron Acemoğlu ve Pascual Restrepo’nun son kırk yılda ABD’deki ücret eşitsizliğindeki artışın önemli bir kısmının endüstriyel robotlar, özel makinalar ve yazılımdan kaynaklandığı sonucuna vardıkları çalışmaları bu olası sonucu destekliyor [8]. Bu çalışmaya göre 1980 yılından beri enflasyona göre ayarlanmış lise mezunu erkek ücretlerinin yüzde 8.8, kadınların ise yüzde 2.2 oranında otomasyon yüzünden azaldığı tahmin ediliyor. Durum böyleyken, insanlığa muazzam katkılar yapan bu teknolojilerin zenginin daha da zenginleştiği, fakirin daha da fakirleştiği senaryoda büyük değişikliğe yol açma ihtimaline inanmak oldukça zorlaşıyor.
Geçmişte traktörlerin tarımı dönüştürdüğü gibi, yapay zeka da iş dünyasını ve toplumu kökten değiştirebilir. Fakat neredeyse ilk kez kendisinden sonra gelişimi için insana çok da ihtiyaç duymayacak bir teknoloji ile karşı karşıya olduğumuz için, 1920’lerdeki atların ve katırların traktörlere yenilmesi gibi, yapay zeka tarafından geliştirilen kodların işimizi almasını beklemek bazılarımız için kaçınılmaz olacak. Kimilerimiz ise kendilerinin ya da çocuklarının traktörü sürmeyi öğrenen çiftçilere dönüşmesi için çaba sarf edecek. Kendimizi nasıl hazırlarsak hazırlayalım, uzun vadede düşük ya da orta vasıflı çalışanlar için yıkıcı etkiler doğurabilecek, sosyoekonomik eşitsizliklerle dolu, insanlık için hiç de toz pembe olmayan bir gelecek uzaklarda olmayabilir.
Kaynaklar
[1] Economic History Association verisi, https://eh.net/
[2] National Research Council. “The long-term impact of technology on employment and unemployment.”, 1930
[3] Murnane ve Richard J. Frank Levy. “The new division of labor: How computers are creating the next job market”, Princeton University Press, 2012
[4] Business Insider, ChatGPT may be coming for our jobs. Here are the 10 roles that AI is most likely to replace, 2024
[5] Ming-Hui Huang , Roland Rust, ve Vojislav Maksimovic. “The feeling economy: Managing in the next generation of artificial intelligence (AI).” California Management Review 61.4,2019
[6] Ross Chainey, “The global economy will be $16 trillion bigger by 2030 thanks to AI”Dünya Ekonomik Forumu, 2017
[7] Michael Chui ve Lareina Yee, “AI could increase corporate profits by $4.4 trillion a year, according to new research”, McKinsey, 2023
[8] Daron Acemoglu ve Pascual Restrepo, “Tasks, automation, and the rise in us wage inequality.” Econometrica 90.5, 2022