Bilinçli yaşamımıza dahil olan her şey, özgürce yapılmış olsun ya da olmasın, birtakım seçimlerin sonucudur. Hayatta yıl ve/veya tecrübe olarak ilerledikçe de seçimlerimizin etkisini bireysel farklılıklarımıza göre çeşitli biçimlerde hissederiz. Bireysel farklılıklarımızın yarattığı farklı etkiler ve bu etkilerin farklı tepkileri olsa da yaşamımızın sürdürülebilirliği için bir dengeye ihtiyaç duymak noktasında ortaklaşırız. Bu denge için belli bir düzeyde tutarlılığa ihtiyaç duyarız.

Denge, tutarlılık… Yoklukları anlaşmazlıklara, rahatsızlıklara, kaosa sebep olur değil mi? İyi ki varlar, hep de olsunlar. Olsunlar ki anlaşabilelim, rahat hissedelim ve düzen içinde yaşayalım. Düşünce akışında kolay bir çıkarım gibi görünse de, hayatın içinde deneyimlediklerimiz bu çıkarımın bir yansıması olamayabiliyor. Bazen, dengede ve tutarlı hissederken beraberinde bir şeylerin yolunda olmadığı düşüncesini, huzursuzluğu ve kaygıyı da deneyimliyoruz. Bir şeylerin değişmesi gerektiğini içten içe biliyor, ama değişim için farklı seçimler yapmamız gerekebileceği gerçekliğiyle yüzleşebiliyor muyuz?

“Konfor Alanı” yetişkinlerin kendi yaşam biçimlerine eleştirel bir gözle bakmalarını hedefleyen bir felsefe atölyesidir. Bu atölye bağlamında kendi yaşam biçimine eleştirel bakmak; kişinin yaşamına yönelik seçimleri, seçimleri ile kurduğu bağı ve seçimlerinin sebeplerine ve sonuçlarına dair bütün karşılaşmalarını değerlendiren konumunda olduğu bir süreç anlamına gelmektedir.

• Atölye, Ursula K. Le Guin’in “Omelas’ı Bırakıp Gidenler” hikâyesini temeline alarak kurgulanmıştır. Katılmadan önce hikâyeyi okumak gerekli değildir.
• Atölyede her katılımcının bir fikir, bir soru ya da bir argüman üretmesi hedeflenir. Bu temel hedefe bağlı olarak, atölye süresince isteyen herkes ürettiği fikirleri, soruları ya da argümanları özgürce ifade edebilmeli; daha da önemlisi ifade edebileceğini hissedebilmeli ve düşünce bazındaki farklılıkların aynı ortamda ifade edilmesinin bir problem yaratmadığını da deneyimleyebilmelidir.
• “Konfor Alanı” informal logic (informel mantık) disiplininin prensipleri ile kurgulanmıştır. Bu disiplin, gerçek hayatta karşılaşacağımız argümanların güçlü dayanaklarla üretilmesine odaklanır. Mantık denildiğinde akla gelen “P ise Q” düşünme biçiminden farklı olarak, basitten karmaşığa pek çok düşüncenin temelindeki inandırıcılığı ve uygulanabilirliği sorgular ve insanın sezgisel düşünme ve karar verme pratiklerine odaklanır.
• Bir kavram olarak “konfor alanı” irdelenirken katılımcının kendi hayatında hangi ön kabullerle ve hangi beklentilerle seçimler yaptığını fark etmesi hedeflenir.

Gülden Alaz Meriç, Yürütücü