Sanatın ve siyasal düşünüşün kesişim alanı olarak düşünülebilecek olan sahne, varoluş tarihi boyunca insanın kendini dünyaya -dünyayı da kendine- açma arzusunun bir ifadesi olmuştur. Soyut olanın kendini doğrudan görünüme açmadığı, düşüncenin sezgisel olarak imgenin etkisi altında kaldığı sahne, görüntü ile sezginin uzlaşmaz ama birleştirilebilir dünyasını sunar.

Bu yönüyle sahne, bir yandan olmuş ve olmakta olanı tarihsellikten koparıp onu şimdinin bir gerçeğine dönüştürürken, öbür yandan görünüşleri verili anlamlarından özgürleştirerek bir gelecek fikrinin çağrısını yankılar.

Sanatın ve sanatsal olanın temsile indirgenmekten kurtulduğu sahne, olanaklı ile zorunlu arasındaki gerilimi sunmasıyla siyasal bir anlama bürünür. Sahne ister teatral bir platform, ister gündelik bir ifadenin ya da görünümün açımlandığı durum, isterse de salt biçimsel bir temsil zemini olsun, sonuç olarak anlamın verili bağlarından koparılmaya müsait hale ge[tiri]ldiği bir olanaklılık mekanına dönüşür.

Sahne, görüntülenmekte olan dünyanın, dünyaya dair kavrayışımızın tek ve biricik ufku olmak zorunda olmadığının göstergesidir. Bu olanaklılık ufkunda beliren dünya fikri, dili ve düşünceyi verili olanın sınırlayıcı bağlamından özgürleştirme vaadi sunması itibarıyla iktidar ilişkilerinin afişe edildiği veya askıya alınma biçimlerinin tahayyüle açılabildiği türden bir demokrasinin mekanını da yankılar.

Böyle bir bağlamda Efe Baştürk ile Onur Eylül Kara’nın “sahneyi düşünmek” üzerine yapacağı söyleşi için heyecanlıyız.

Etkinliğimiz ücretsizdir. Kayıt olmanız gerekmez. Zoom bağlantısını başlangıç saatinden 10 dakika önce “Artı Alan Postası” WhatsApp grubundan paylaşacağız. Grup katılımınıza açıktır.

9 Eylül Salı, saat 20.00’de görüşmek üzere!

Bu etkinlik geride kaldı ancak söyleşi kısmına yeniden erişmek mümkün!